Suriye'deki iç savaşın ardından, ülkelerinden kaçanların sığındığı sınır illerimizde meydana gelen terör saldırısı ve patlamalarda en çok can kaybı yaşanan olay Hatay'ın Reyhanlı İlçesi'nde meydana gelmişti. Daha önce de ilçenin sınır kapısı olan Cilvegözü'ndeki patlamada 17 kişinin yaşamını yitirdiği Reyhanlı'da 11 mayıs saat 13.55 sıralarında ilçe merkezinde 2 araca yüklendiği tahrip gücü yüksek patlayıcıların infilakı sonucu 53 vatandaşımız şehit oldu ve 29'u ağır yaralandı. 46 vatandaş yataklı tedavi ve 69 ayakta tedavi görmek zorunda kaldı. 169 iş yeri, 16 apartman, 63 daire ve 62 araç hasar gördü ve patlamanın ardından yıllar geçti.
O bombalı saldırıda ağır yaralanan ve yaralarını sarmaya çalışan Suriyeli misafirlerimizden 25 yaşındaki Mamon Elshami hala o günleri dün gibi yaşıyor. Bir yandan da hayata tutunmaya çalışıyor. Kendisi ailenin sekizinci çocuğu. Babası çalışmıyor. Ortaokulu Suriye'de okumuş ve yaklaşık on yıl önce Türkiye'de yaşamaya başlamış. Tayvan Merkezi evine çok yakın. Söylediğine göre Tayvan Merkezinin hizmetleri düşündüğünden de öte. Yıllarca tedavi görüp çeşitli ameliyatlar geçiren Mamon şimdi farklı bir dünyaya yelken açmaya çalışıyor. Onun kaderi de Tayvan Kültür Merkezi koordinatörü O
PROF.DR. CHIU CHEN YU ile tanışmasıyla değişiyor. Daha önceleri yatakta hayatını lanse eden Mamon artık Tayvan Kültür Merkezine gelerek uyum çalışması kapsamında kurslara katılıyor. Merkeze yardımcı olmaya çalışıyor. Yavaş yavaş iki ayak üzerinde duruyor.
Reyhanlı katliamının emrini veren Gezer'in yakalanması hakkında Mamon'un söyledikleri ise: "Bizlere büyük acılar yaşatan bu katilin Türkiye tarafından getirilerek adaletin önüne çıkarılmasına çok sevindim. Bunlar yakalandıkça acımız biraz da olsa hafifliyor. Umarım bir daha hiç bir insan benim yaşadıklarımı yaşamaz."
Korkmak, tükenmek, bitmek? Şiir yazmak yerine dilekçeler yazarak içini ortaya dökmek? İstemem, eksik olsun!
Ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek? Tek başına özgür olmak! Dünyaya kendi gözlerinle bakmak. Sesini çınlatmak, aklına esince şapkanı yan yatırmak. Bir hiç uğruna kılıcına sarılmamak? Ne ün peşinde olmak, ne de para pul düşünmek; isteyince Ay’a bile gidebilmek?
Demek istediğim, asalak bir sarmaşık olma sakın. Varsın boyun olmasın bir söğüdünki kadar. Yaprakların bulutlara erişmezse bir zararın mı var? Dök içindeki öfkeyi dostum...