TAYVAN KÜLTÜR MERKEZİ KİM AÇ BİR HAYVAN BESLERSE ,AYNI ZAMANDA RUHUNU BESLER.
img
Hatay

TAYVAN KÜLTÜR MERKEZİ KİM AÇ BİR HAYVAN BESLERSE ,AYNI ZAMANDA RUHUNU BESLER.

Hayvan sevgisi insan ya da ağaç sevgisi kadar önemlidir. Her zaman hayvanı seven insandan korkma derler. Çünkü masum bir canlıyı sevmek insanın yumuşak kalbini gösterir. Tayvan Kültür Merkezi.  Kadın çocukla ilgili uyum çalışması yaparken. Hayvanlarlada ilgili çalışmaları devam ediyor. Çocuklar sokakda buldukları hayvanları Merkeze getirerek. Bakımını yaparak. Güvenli ortam saglanıyor.Tayvan Kültür Merkezi  gönüllü çalışanları hayvanları besleyip sağlık sorunlarında veteriner hekimler çağrılarak tedavi süreci de başlatılıyor.Yetişkin olan köpekler Hatay Büyük Şehir Belediyesi tarafından barınakda bakımı yapılıyor. Tayvan Kültür Merkezi Koordinatörü PROF.DR.CHIU CHEN YU Yapmış olduğu açıklamada: merkezimize gelen çocuklarımız ve Gençlerimiz,

Çocukluk ve ergenlik önemli gelişimsel aşamalardır. Yaşam boyu sağlık ve refahı etkileyen duygusal iyiliği öğrenme ve davranışa katkıda bulunmasını sağlamada bu süreç önem taşır. Diğerleriyle ilişkiler, ilişki psikolojisi ve bağlanma kuramına göre çocuk ve ergen gelişiminde temel katkı sağlar Bu bağlamda bakıldığında hayvanlarla etkileşimlerin insan gelişiminin duygusal, davranışsal, bilişsel, eğitimsel ve sosyal yönünü etkileyeceği söylenebilir.

Ruhsal açıdan sağlıklı her insan çevresindekilere karşı sevgi duyar. Özellikle ailesi ve çevresi tarafından sevilen her çocuk sadece insanlara değil canlı ve cansız tüm diğer varlıklara sevgi hisseder. Her ailenin çocuğu için uygun, huzurlu, sevgi dolu bir ortam oluşturma zorunluluğu vardır. Böyle ortamda sevgiyle büyüyen çocuklar aynı şekilde duyarlı yetişkin bireyler olabilirler. Sevme ve sevilme ihtiyacı doğumdan ölüme kadar sürer. Başlangıçta anneden alınan sevgi en temel ihtiyaçken büyüdükçe farklı sevgilere ihtiyaç hissedilir. Kurulan güvenli bağlanma stresin azaltılmasını kolaylaştırır ve aynı zamanda bebeğin deneyim yoluyla çevre hakkında bilgi sahibi olabilmesi için kritik öneme sahip keşif davranışlarını da teşvik eder. Çocukların büyüme sürecinde sevgiyi tanımasında hayvanların önemli bir etkisi vardır. Hayvan sevgisi çocuğun ruhsal açıdan sağlıklı olduğunun işaretlerinden biridir. Çocuğun bir hayvana sahip olması; sevgiyi yaşayıp hayatında buna yer vermesine, dostluk kurmasına, sorumluluk almasına, sosyalleşmesine, sakinleşmesine yardımcı olur. Bu yaşantı ile küçük yaşta kolaylıkla kazanacağı bu deneyimler çocuğun gelişimine olumlu katkı sağlar. Beslediği ilgilendiği hayvan onunla bir yandan oyun oynarken diğer yandan sadık sevgisi ile çocuğun ruhunu besler. Ruhu beslenen çocuk paylaşımcı, kendiyle daha barışık, kendine güvenen, empati kurabilen, dışa dönük yetişkin bir birey olur,Ayrıca çocuk, sevginin karşılıklı bir ilişki olduğunu keşfeder. Hayvanlara duyulan sevgi çocuğa, insanın doğanın bir parçası olduğunu anlatır. İnsanlardan farklı yanları olsa da hayvanların da acı çekip üzülebileceğini, hastalanabileceğini, sevinebileceğini öğrenmiş olur. İnsan yaşamına göre daha kısa süre ömrü olan birçok hayvan sayesinde, doğum ve ölümün hayatın bir parçası olduğunu ve insanın da bu döngüye dahil olduğunu idrak eder.

İnsanlık tarihi boyunca hayvanlar tıbbi ve terapötik amaçlar için kullanılmıştır. Çocuklar ve evcil köpekler arasındaki ilişkileri araştırmak ve hayvan destekli müdahalelerin bir parçası olarak yapılan çalışmalarda, hayvanların çocuklar için fiziksel ve duygusal destek kaynağı olduğu gösterilmiştir 

İnsanların fiziksel dokunuşa karşı doğal bir ihtiyacı vardır, ancak bazen insanlar başkaları tarafından dokunulmasından rahatsız olabilirler. Bu durumlarda köpekler ve diğer hayvanlar en güvenli en samimi ve en rahatlatıcı fiziksel özellikleri sağlayabilirler. Köpeklerin yargılayıcı olmayan ve koşulsuz sevginin istikrarlı kaynakları olduğu düşünülmektedir. Otistik çocuklarla ilgili bir çalışmada; otistik çocukların köpekleriyle bağ kurarak sosyal becerilerini arttırdığı belirtilmiş ve bu sayede sevgi, arkadaşlık, sahiplenme algısı, rahatlık ve sakinleşme etkisinin çocuğun kendi dünyasını anlamasına yardımcı olduğu gözlenmiştir 

Çocuk-köpek etkileşimleri; duygusal sorunların ergenlik döneminde veya daha sonraki yaşamda tam teşekküllü zihinsel, duygusal veya davranışsal bozukluklara dönüşmesini engelleyebilir Belki de bu durum artan duygusal destek ve esneklik nedeniyle de olabilir. Genel olarak, mevcut araştırmalar evcil hayvanların çocukların ve ergenlerin esnekliğini ve kendi değerlerini arttırma potansiyeli olduğunu göstermektedir. Özellikle, ergen yalnızlığı ve izolasyonu önemli bir konudur ve eğer fark edilmezse, endişe, depresyon ve düşük benlik saygısı ve yetersiz akademik başarı dahil olmak üzere çeşitli fiziksel ve duygusal sorunlara ev sahipliği yapar Eşlik eden hayvanlar, tedavi edici doğaları nedeniyle gençlerde yalnızlıkla başa çıkma stratejisi olarak kullanılır.Çocukların evcil hayvanlarına bağlanma düzeyleri ile yaşam kaliteleri arasında ve yaşamdan genel olarak memnun olmaları arasında bir ilişki olduğuna dair kanıtlar mevcuttur (9). Ayrıca çocuklar evcil hayvanlarını fiziksel, yaratıcı ve özgür olarak oyuna dahil ettiklerinde, problem çözme yeteneklerini ve yaratıcılıklarını devreye sokmalarından dolayı sosyal ve bilişsel işlevlerine katkı sağlamış olurlar.

Sosyal destek, psikolojik ve fiziksel refah için kritiktir ve hayatımızdaki aidiyetin merkeziyetini yansıtır. Evcil hayvanların önemli yaşam stresleri ile karşı karşıya kalan bireylere yardımcı olabileceğine dair kanıtlar mevcuttur. Daha önceleri insanlar ve doğa arasında bir köprü olarak tanımlanan hayvanlar; insanlar arasındaki ilişkilerde çeşitli şekillerde sosyal bir köprü görevi görebilirler. Diğer insanları tanıma, arkadaşlık oluşumu ve sosyal destek gibi alanlarda katkı sunabilirler. Diğer birçok sosyal memeli gibi, insanlar da ilişkisel bir türdür, ancak modern yaşamın izolasyonlu ve hızlı doğası, insandan insana temas kapasitesini en aza indirgeme eğilimindedir.  Yapılan çalışmalarda, hayvanların “buz kırıcılar” olarak rol gösterdikleri gözlenmiştir. Ayrıca bu çalışmalar yabancılar arasındaki sosyal etkileşim ya da konuşma için hayvanların katalizör görevini desteklemektedir. Bu dikkat çekicidir, insanların kamusal ortamlarda birbirlerine kibarca aldırış etmedikleri sık görülür. Evcil hayvanın varlığı sosyal durumları normalleştirerek herkesi buz kırıcı aşamasından geçirip tanıdık olmayan bir kişiyle doğrudan ilişki kurmayı kolaylaştırır. Böyle tesadüfi ve gayri resmi sosyal etkileşim önemlidir, çünkü yaşadığımız kişilerle bir bağ hissetmek psikolojik olarak faydalıdır Günümüzde çocukların ve yetişkinlerin genişletilmiş sosyal ağlar hakkındaki deneyimleri, birkaç yıl önce olduğundan çok farklıdır. Gittikçe daha fazla sayıda çocuk ve yetişkin sosyal medyada sanal arkadaşlıklar kurmakta ve kötüye kullanılma yaşamaktadır. Evcil hayvanların bu bağlamda sosyal tecrit duyguları üzerindeki etkileri özellikle tutarlı olacaktır.

Yalnız yaşayanlarda bir hayvanla ilgilenmek yalnızlık hissini azaltırken daha aktif bir yaşama yardımcı olabilir.

Bir hayvanla arkadaşlığın insan sağlığı üzerinde faydalı etkilere sahip olduğuna inanılmaktadır. Evcil hayvan eşlik etmek yoluyla ve arada oluşan sevgi bağı ile stresi azaltabilir ve ruh halini ve duygusal durumu iyileştirebilir. 

Peki bize bu kadar katkısı olan hayvanlara biz insanoğlu olarak ne kadar katkıda bulunabiliyoruz veya bulunuyor muyuz? Doğanın bütünüyle geniş bir aile olduğunu unutmadan, hayvanların insanlar üzerindeki bunca güzel bazen şaşırtıcı etkilerini fark ederek, sevginin dünyanın temel ilacı ve ihtiyacı olduğu düşünerek hareket etmek dünyamızdaki dengeyi sağlamada.






İlginizi Çekebilir