Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde bulunan Tayvan Kültür Merkezi Bir ilke daha imza attı. Tayvan Kültür Merkezinde Uyum çalışması kapsamında çalışan kadınların yapmış oldukları çeşitli elsanatları çanta resim deri gerçekleştirilen, defileyle izleyicilerin beğenisine sunuldu. Kendilerinin El emeği olan bu çalışma Tekstil ve Moda Tasarımı Defilesini aratmadı. Merkezin Dış koordinatörü Lara’nın öncülüğünde gerçekleştirilen bu Çalışmanın En önemli özelliği,
Herkesin evlerine kapandığı, özellikle de tasarım alanında faaliyet gösteren pek çok insanın malzeme temin etmekte zorlandığı bir zamanda, materyallerle neler meydana getirebilecekleri konusunda teşvik edilen kadınların kısa bir zamanda
Tekstil ve Moda Tasarımı alanında, yurt dışında akademik kariyer yapmakta olan mezunları da tasarımcıları aratmadı. Yurt dışında Yaşayan Lara duygularını dile getirirken şunları söyledi; Binlerce defile izledim. Hatta paris Almanya Avrupanın farklı ülkelerinde bulundum. Ama Tayvan Kültür Merkezinin şu şartlar altında kursları boyunca derslerde, evlerinde ve daha sonra tekrar uyum atölyelerinde yaptıkları çalışmalar, sonrasında bu üretimlerin bir şova dönüşmesi aşamasında da tekrar bir çalışma periyodu vardı. Dolayısıyla hem öğrenciler hem hocaları hem de diğer ekip gerçekten uzun bir süre çalıştılar. Burada önemli olan bir kreasyona dönüşebilecek projeler üretmek ve bunu bir defileye dönüştürebilmekti. Her biri birbirinden nitelikli kreasyonlar ortaya çıktı. Hepsini kutluyorum” diye konuştu. Defilede çocuklar Gençler Annelerinin Ablalarının El emeği göz nuru işlerini taşırken bir yandan da onlara vermiş oldukları, maddi destekden dolayı minnet duyarcasına o pistde gururla dev adımlarla yürüdüler. Her attıkları adımda, onları izleyen seyircilerin hayran bakışları arasında,
Bu yürüyen insanlarımız ölümle malesef erken tanıştı.
Böylece "ölüm"le tanışmak onlara ; oysa bu sefil. Trajedide asıl keşfettiği şey, "yaşamdı.”
Şu kırık dökük bedenlerinden,her zamankinden daha parlak fışkıran tek bir şey vardı.
Yaşama sevinci…
Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağamın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek fırtınayla sarılmış durumda yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta durmam da gerekse; o şekilde yaşamak, şu anda bir yarım saat içinde ölecek olmaktan çok daha iyidir.
Durumu en iyi anlatan cümle
"Hayatı kaybetmenin kıyısına yaklaşanlar, onu daha iyi tanırlar."
Onun içinde tadını çıkarmak için , Bütün şartları seferber ederler Tıpkı Tayvan Kültür merkezinde uyum çalışması kapsamında Yaşama sıkı sıkı sarılan kadınlar gibi…