Harflere vurgun yüreklerin sızısını yine harfler çeker. Bir kalem, bir mürekkep Aşk’a durur da kağıda resmederler. Çiledir Aşk’ın harcı. Bilinmeyen yollar, gidilmeyen yerler… Ama en çok da sözler… Dile gelmeyen, dilden düşmeyen, yüreğin hükmünde selden kopan damlalar. Yel değirmenleri misali pervane; yel, dağına tennure… El aman… El aman… Buz yakar mı? Yazar mı ateş, düştüğü közdeki yangını? Köz, değil mi ki bir eda yangın vuruşlu, gül duruşlu bir söz. Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde bulunan Tayvan Kültür Merkezi, Farklı bir projeyi hayata geçirdi. Suriye’li Hattat Faiz El Ahmet küçük yaşdan beri bu sanatı icra ediyor. Savaş dan sonra da Türkiye’ye gelerek bu sanatı tekrar icra ederek Kurslar açarak hayatına devam ediyor. Yapmış. Hattatlık Sanatı Osmanlıdan günümüze kadar gelen ve usta çırak ilişkisiyle gelişen hat sanatının inceliklerini şunlar :“Hattatlık sanatının varlığı yüzyıllar öncesine kadar dayanıyor. Özetle güzel yazı sanatı. Yazı ve çizgilerle icra ediliyor. Hat sanatında yazı takımı, aharlı kağıt, mürekkep, lika, hokka, celi kalem ve mühre gibi çeşitli malzemeler kullanılıyor. İki tip yazı var. Biri Arapça hat, diğeri de Latin hat sanatı. Arapça ismi hat sanatı, Latince ismi ise kaligrafi olarak geçiyor. Atölyemde ağırlıklı olarak Latin hattını kullanıyoruz. Dünyanın her yerinde güzel yazı dediğimiz şey zaten var. Yazı güzel bir şekilde sunulduğunda karşı tarafta bir etki bırakıyor. Eskiden matbaanın olmadığı dönemlerde insanlar, eserlerinin çoğunu kendi yazıyordu. Matbaa kullanımı ortaya çıkınca, doğal olarak kaligrafiye rağbet azaldı. Bu sanatı hayata geçirmek ve yeni Hattat sanatçıları yetiştirmek üzere Kurslar Hattatlık ve kişiye özgü tasarımlarını sürdürmekten dolayı mutlu olduğunu belirten Hattat Faiz El Ahmet bu sanata olan olan tutkusunu ise şöyle anlatıyor: “Atölyemi, başka bir yerde açmayı düşünmedim çünkü yapacağım işin ruhunu, enerjisini en iyi bu merkez yansıtıyor. Hem şehir dışı hem de yurt dışından gelen turistlerin adeta uğrak noktası. Burada Hattatlık geleneğini yaşattığını söyleyen ‘ Faiz El Ahmet ’, “Şöyle bir bakın merkeze göreceksiniz hemen hemen hepsi insanlara huzur verecek mutlu edecek güzel anlar yaşatıyor. Burada sadece yürüyüş yapmıyorsunuz aynı zamanda geçmişe de yolculuk yapıyorsunuz. Bu Merkezin. bir ruhu var ve burada sanat yapmaktan son derece memnunum” dedi.